27.02.10, 22:17 | #1 |
Bir Sevda Masalı
Sizlere 2009 yılı Nisan ayından bir rapor sunuyorum. Keyifli dakikalar geçirmeniz dileğiyle...
2008 yılının son fly fishing macerasını nerede ve ne zaman yaşamıştım hatırlayamıyordum. Şöyle esaslı bir alabalık tutmayalı aylar olmuştu. Fly fishing denildiğinde artık benim için akan sular durulmaya başlamış gerçek bir tutku halini almıştı. Çok özlemiştim uçurmayı, uçurmaktan aldığım hazzı ve dahi hissettiğim duyguları. Bu ve benzeri düşünceler içerisinde mırıldandım kendi kendime; “ bu sefer romantik olacak, ortağım ve ben”… Yolculuk vakti gelip çatmıştı, tatlı bir telaş içerisinde keyifli bir sohbet eşliğinde yola koyulduk. Yol uzun ve zorlu idi. Yolculuğun ikinci yarısında kaptanlığıma ihtiyaç duyulacağı düşüncesiyle çok uzun sürmeden arka koltuğa attım kendimi. Uyumaya çalışsam da kısa dalışlar haricinde öyle uzun boylu uyuduğum söylenemez. Gecenin derinliğinde ağır ağır yol alıyorduk. Varış saatimiz belli idi ancak sevgili kardeşim Osman Ozan dayanamamış yanına da Ali kardeşimizi almış şehrin sokaklarında dolaşıyor, iki de bir telefon ederek daha ne kadar yolumuzun kaldığını öğreniyordu. Buluşma her zamanki gibi coşkulu idi, sarıldık, öpüştük, koklaştık. Araç içindeki tüm fertler aynı heyecan içerisinde avlağa doğru yol almaya başladık. Gün doğmadan avlaktaydık, uzun süren hasret nihayet bitmişti. Bu anlatılması o kadar zor ve karmaşık bir duygu ki bunu yaşamalısınız. Ancak bunu yaşayan beni anlayabilir. Bir de baktım tüm ekipten önce hazırlanmışım ve onları fotoğraflamaya başlamışım. Bu sefer avlağa dağılmak yerine hep beraber avlanmayı tercih ettik. Günün ilk ışıkları ile birlikte sineklerimiz su ile buluştu. Hava oldukça soğuktu; fakat yörenin genel karakteristiğine nazaran yine de ılık ve mükemmel bir havaydı benim için. İçimizde fly fishing konusunda henüz acemi olan Ali kardeşim fotoğraf makinesi ile bizleri görüntülerken bir de baktım hepimiz aynı anda birer tane doğal alabalık takdırıvermişiz. İşte aylar sonra o’nunla yine karşılaştık, avuçlarımın arasında ne kadar ürkek, narin fakat her daim yabanıl duruyordu. Çok geçmeden vedalaştık. Geldiği soğuk sularda aynı hızla kayboldu gözlerden ırak bir kuytuya. Gün boyu kah dinlendik kah avlandık… avlağımız bizi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmamış ve her seferinde bizi bağrına basmıştı. Bunun bilincinde olan bir ekip olarak yakaladığımız tüm doğal alabalıkları onları incitmeden suya iade ettik. Ancak akrabaları rainbowlar, gökkuşakları onlar kadar şanslı değildi. Akşam yemeğinde bizleri doyuracak kadar gökkuşağı yakaladık. Ziyadesiyle keyif aldığım avcılığa ikindin vakti son verdim ve kampçılığın dayanılmaz etkinliği olan uzun oturuş vaziyetine geçtim. Akşam olup gün ufka kavuşmaya yakın tüm ekip kamp alanındaydık. Kimimiz ateşi yaktı, kimi alıkonulan gökkuşaklarını temizledi, kimi salatayı yaptı. Ruhani bir tören edası içerisinde kimse kimseye ne yapması gerektiğini söylemeden bir de baktık ki akşam sofrası kurulmuş, balıklar kızarmış afiyetle tüketiyoruz. Avlak akşamı başkadır, soğuktur, insanın derinlerine işler. Ancak dostlar ile birlikte olmak ve bu birlikteliğin beraberinde getirdiği keyifli sohbetler insanın içini hayli ısıtır. Isındık, ısındıkça kahkahalar aldı başını yürüdü. Gecenin ilerleyen saatlerinde kampımızı ziyaret eden avcılar ile kısa bir söyleşi yaptık. Ertesi gün onlara fly fishing gösterecektik. Vakit hayli ilerlediğinde kimimiz arabada kimimiz çadırlarımızdaki yataklarımıza gömüldük… Ertesi sabah uyandığımızda pırıl pırıl bir gökyüzü vardı. Hiç acele etmeden kahvaltımızı yaptık. Geç avlak kahvaltısının keyfi bambaşka olur, hele ki soğuk geçen bir gecenin ardından masmavi bir gökyüzü ve içinizi ısıtan bir güneş varsa. Kahvaltıdan sonra avlanmamaya karar verdik. Zira bir önceki gün oldukça keyif almıştık. Pazar gün kalabalıklaşan avlağın bu keyfimizi kaçırmasına izin vermeden kampımızı topladık ve dönüş yoluna koyulduk. Her zaman ki gibi vedalaşmak yine zor geldi. Bir dahaki sefere diyerek kardeşlerimizle sımsıkı sarıldık, yumak olduk, sevgi olduk aktık… hüzünlü bir ipek yolu tınısı eşliğinde doğup büyüdüğümüz ve de doyduğumuz yer olan Ankara’ya, evimize döndük… Gönlünden bırakmak geçen tüm ala sevdalılarına rastgelsin… Konu keşfetmekiçinbak tarafından (27.02.10 Saat 22:19 ) değiştirilmiştir. |
|
27.02.10, 22:51 | #2 |
2010 Nisan'ında görüşmek ümidiyle |
|
27.02.10, 22:53 | #3 |
Hay maşallah. Balıklar süper güzüküyor, paylaşım için sonsuz teşekkürler.
|
|
27.02.10, 22:58 | #4 |
Çok güzel anlatım ve paylaşım resimler her şeyi anlatıyor dostlar teşekkürler..
|
|
27.02.10, 22:58 | #5 |
ellerinize sağlık süpermiş
|
|
27.02.10, 23:29 | #6 |
Çok güzel görüntüler keyifli paylaşımınız için çok teşekürler okurken ve bakarken gerçekten keyif aldım
|
|
27.02.10, 23:34 | #7 |
Sevgili Tuncay abi;
sineği, Kasım abiden Papyonu, Erol abiden Fly makinasını, Murat abiden, İlk dersi, Efgan abiden Kamışı (temin edecek kişi halen bulunamadı) Malzemeleri tamamlamak üzereyim. Sizden ricam bu işi Nurinin verdiği tarihten önce öğret abi bana. Rapora gelince gökkuşağı gökkuşağı gibi saatlerin geçmesine sebeb olmuş. Tutku, sevda, Anlayış, dostluk hepsi var. doya doya okuduk Teşekkürler abi. Saygılar.. |
|
28.02.10, 07:17 | #8 |
Ellerinize ve yüreğinize sağlık.
|
|
28.02.10, 08:17 | #9 |
ellerinize sağlık,daha nice sevda masalı yaşanan günlere
|
|
28.02.10, 09:20 | #10 |
aynen öyle masal gibi, vallahi insan okudukca okuyası geliyor,
ve okudum,da, güzel bir paylaşım inşallah tekrarlarınıda görmek üzre tşk |
|
|
Etiketler |
fly, fly avcılığı, fly avı, fly sinek avcılığı |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Sponsorlar | ||